Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bakanlığının bütçe görüşmelerinde soruları yanıtladı: (2)

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Yatırım programına alınan derslikler bittiğinde deprem bölgesindeki 11 ilin tamamında yaklaşık 6 Şubat’tan önceki rakamların yüzde 10 üstünde bir derslik portföyümüz oluşmuş olacak.” dedi.

Bakan Tekin, Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Deprem bölgesindeki okullar ve eğitim kurumları hakkındaki soruları yanıtlayan Tekin, Türkiye genelinde 2000 yılı öncesinde inşa edilen toplam 26 bin 276 okul olduğunu ifade etti. Tekin, bunların içerisinden yaklaşık 18 bin tanesinin deprem açısından riskli bölgelerde bulunduğunu ve tamamının analizlerinin yapıldığını söyledi.

Bakan Tekin, 2000 yılı öncesinde inşa edilen 26 bin 276 okuldan 7 bin 201 tanesinin acil müdahale gerekli okul olarak tespit edildiğini, bunlardan da 2 bin 897’siyle ilgili yıkım kararı oluşturulduğunu, bu okulların yaklaşık 500 tanesinin kapalı köy okulu statüsünde olduğunu aktardı.

Tekin, şöyle devam etti:

“Bunlardan 4 bin 304’üyle ilgili güçlendirme kararı oluşturulmuştur. 10 bin 988 okul ise ikinci aşamada müdahale edilecek okul olarak bunlar bilim adamları veya bilimsel raporlar doğrultusunda alınan kararlar dolayısıyla bu konuda da Türkiye genelinde 2010’lu yılların başından itibaren okullarımızın sürekli deprem analizlerini zaten yaptırıyorduk. Bunu bir övünç vesilesi olarak söylemek istemem ama nihayetinde deprem bölgesinde de yıkılan okul sayımız özellikle 2000 yılı yani deprem yönetmeliğinden sonra yapılıp yıkılan okul sayımız neredeyse yok.”

Deprem bölgesinde deprem öncesi toplam 119 bin 200 dersliğin olduğunu ve eğitim öğretime devam ettiğini bildiren Tekin, şunları kaydetti:

“Deprem sonrası ise yıkılan, yıkım kararı alınan ya da güçlendirilmesi gerekip kullanılmayan o an için söylüyorum 107 bin 81 dersliğimiz var. Yani 12 bin 119 dersliğimiz bu kapsamda kullanılamayacak durumda. Biz şu ana kadar inşaatı tamamlanıp eğitim öğretime açılan çelik yapı ya da hafif beton dedikleri yapılarla 2 bin 571 dersliği eğitim öğretime açtık. Bunun dışında yaklaşık 22 bin 39 derslik de yapım programımıza alınmış durumda. Bunların büyük çoğunluğu da 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla eğitim öğretime başlayacak. Deprem bölgesinde 45 bin dersliğin de bakım ve onarımı yapılmış durumdadır.”

Bakan Tekin, deprem bölgesinde şu an itibarıyla 6 Şubat’tan önceki sayıya ulaşmadıklarını belirterek, “Yatırım programına alınan derslikler bittiğinde deprem bölgesindeki 11 ilin tamamında yaklaşık 6 Şubat’tan önceki rakamların yüzde 10 üstünde bir derslik portföyümüz oluşmuş olacak.” şeklinde konuştu.

“359 bin kaynaştırma öğrencisi eğitim alıyor”

Yusuf Tekin, MEB’e bağlı okul ve kurumlarda tam zamanlı kaynaştırma bütünleştirme yoluyla eğitim gören toplam 359 bin 710 öğrenci bulunduğunu söyledi.

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı okul ya da kurum sayısının 2 bin 518 olduğunu aktaran Tekin, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı okullarda 62 bin 815 özel eğitim öğrencisinin eğitim aldığını aktardı.

Bilim Sanat Merkezleri (BİLSEM) bünyesinde yaklaşık 104 bin öğrenci bulunduğunu dile getiren Tekin, bu kapsamda araştırma ve geliştirme eğitim ve uygulama okullarında 217, özel eğitim sınıflarında eğitim gören toplam 86 bin 509, evde eğitim hizmetinden yararlanan 10 bin 980, hastanede eğitim hizmetinden faydalanan 3 bin 610, destek eğitim odasında eğitim gören 57 bin 357 öğrenci olduğunu anlattı.

Bakan Tekin, Türkiye genelinde toplam 628 bin 265 öğrencinin özel eğitim hizmetinden yararlandığını ifade etti.

Özel eğitim hizmeti kapsamında kurumlarda çalışan personel sayısının 29 bin 430 olduğunu aktaran Tekin, MEB bünyesinde 3 bin 251 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinin bulunduğunu ve toplam 549 bin 355 bireyin bu merkezlerden destek eğitimi aldığını söyledi.

Köy okulları ve taşımalı eğitim

Tekin, Milli Eğitim Bakanlığınca kapatılan herhangi bir köy okulu bulunmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz köy okulunda 5 öğrenci kayıtlı ise yani bir ilkokulda 5 öğrenci kayıtlıysa o köy okulunu kayıtsız ve şartsız olarak açıyoruz. Ama 5’in altına düştüyse yani bir öğrenci için okulu açmanın mali boyutuyla ilgili kastetmiyorum değerli arkadaşlar, pedagojik olarak bir öğretmen, bir öğrenci, bir aile, buranın sağlıklı bir eğitim öğretim ortamı olacağını kabul ediyorsanız eğer bu konuda söyleyecek bir sözüm yok. Bakın bizler taşımalı eğitimi bir zorunluluk olarak görüyoruz. Çocukların pedagojik anlamda sağlıklı eğitim alabilmesi için köy okullarında öğrenci sayısı 5’in altına düşerse otomatik olarak taşımak istiyoruz. Bunun tersini yapsaydık, bir öğretmen, bir öğrenciye bu eğitimi veriyor olsaydık, burada eleştiri konusu olmayı beklerdim açıkçası. Bir öğrenciyle pedagojik anlamda eğitim öğretim sürecinin sağlıklı yürüyebileceğini kimse iddia etmemeli.”

Bakan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığının politikalarını Türk devlet geleneği, Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti geleneği açısından asimilasyonla itham eden eleştirilere külliyen karşı çıktığını vurguladı.

Müsteşarlık görevi döneminde yaşayan diller ve lehçelerle ilgili olarak faaliyet sürecini başlattıklarını anımsatan Tekin, “Hem okullarımızda seçimlik ders hem de ana dilini öğrenmek isteyen çocuklar için özel öğretim kursu kapsamında özelde kurs açılmasına imkan tanıdık. İsteyenler de ayrıca özel kurslar açabilirler.” diye konuştu.

“EBA üzerinden binlerce materyal sisteme yüklendi”

Fatih Projesi hakkındaki eleştirilere de yanıt veren Tekin, projenin farklı bileşenlerden oluştuğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Bileşenlerden bir tanesi tablet, bir tanesi etkileşimli tahta, bir tanesi okullarda internet erişim ağı. Bir tanesi erişim hizmeti, bir tanesi de eğitim içeriği. Bu bileşenlerden 4 tanesiyle ilgili şu an geldiğimiz nokta tatmin edici düzeydedir ve neredeyse tamamlanmış durumdadır. Bunların içerisinden sadece tablet dağıtımıyla ilgili süreç pedagojik olarak çok fazla eleştirildiği için onu o tarihlerde durdurmuştuk. Şu anda da gündemimizde tablet dağıtımıyla ilgili yani bütün öğrencilere tablet dağıtımıyla ilgili boyutu yok. Ama onun dışındaki boyutlarıyla ilgili olarak an itibarıyla 40 bin okulumuzun geniş bant internet erişimi sağlanmıştır. Şu anda 6 bin okula daha fiber internet hattı çekilmesi ve 4 bin 400 okulumuza daha GSM şebekesiyle internet erişimi verilmesi projelendirilmiştir. Çalışmalar devam ediyor. Okul içi ağ, ağ altyapıları kurulumunda bugüne kadar 36 bin okulumuza okul içi ağ altyapısı kurulmuştur, 4 bin 750 okulumuzda da devam etmektedir. Şu ana kadar 585 bin derslikte etkileşimli tahta kurulmuştur. Yıl sonu itibarıyla bu rakam 620 bin sınıfa ulaşmış olacaktır. Aynı şekilde Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden binlerce materyal de sisteme yüklenmiştir.”

Komisyonda, Milli Eğitim Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin özel bütçe, bütçe ve kesin hesapları ile Sayıştay raporları kabul edildi.

Bütçenin kabul edilmesinin ardından Komisyon Başkanı Mehmet Muş, birleşimi, bugün saat 10.30’da toplanmak üzere kapattı.

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir